“AHHH O ESKİ GÜNLER” diye başladığımız sohbetlerin konusu hep aynıdır. Çocukluğumuzda yaşadıklarımızın güzel olduğunu ve daha mutlu olduğumuzu dile getiririz büyük bir özlemle. Her dönem elbette kendine güzel. Biz de bu sözü annelerimizden babalarımızdan oldukça fazla duymuşuzdur ve tabi bizde çocuklarımıza diyoruz. Şimdi ki nesilde gün gelecek kendi çocuklarına bu zamanda yaşamanın güzelliğini anlatıp duracak yani kısır döngü
Neydi kaybettiğimiz ve ya kaybetmeye yüz tutmuş değerler; Saygı, sevgi, hoşgörü, vefa, dürüstlük, yardımseverlik, kardeşlik, dostluk, namus, sadakat, kadir kıymet bilme, dayanışma. Sanırım yaşam standartları arttıkça bu yitirdiğimiz değerlere duyarlılık azalıyor.
Bu zamanı yaşadığımıza göre şimdiye kadar yitirdiğimiz değerlerden bahsedelim o halde. Evet, hepimizin ilk aklına gelenle başlayalım “BAYRAMLAR” nasıl da mutlu olurduk nasıl da heyecanlanırdık. Arife akşamından banyolar yapılır, bayramlıklar hazırlanır, o gece uyuyamazdık. Sabah bütün ailenin erkenden kahvaltı sofrasında toplanması da paha biçilemezdi. Komşular, eş, dost, büyükler ziyaret edilir gönülleri alınırdı. Şimdi peki bayramlar sadece tatil gözüyle bakılan gidilen 5 yıldızlı otellerden, tatil köylerinden bir telefon ile ya da bir mesaj ile geçiştirdiğimiz alelade bir günden farksızlaştı.
Sanırım bencilleştik. Kendi dünyamıza kapanıp o küçücük ve yalnız dünyamızda mutlu olmayı bekliyoruz. Başkalarının dünyasını görmezden geliyoruz. Evet, yitirdiğimiz bir diğer değer de bu maalesef. Hatır saydığımız, değer bildiğimiz zamanlarda komşumuz hastamı, yiyecek ekmeği var mı diye düşünmeden geçilmezdi. Mahalle kavramı ne güzel şeydi. Herkes herkesi tanır bilir selamlaşırdı, şimdi aynı apartmanda oturduğun komşunu tanımıyorsun.
Her sokakta mutlaka oynayan çocuklar vardı ve neşeydi mutluluktu bu. Şimdi bu sokaklarda çocuklar yerine yüzlerce park etmiş arabalar var, peki o oynayarak, koşarak, susasa bile annem eve alır diye susuzluğu göze alan çocuklar nerede? Dört duvar arasında ellerinde akıllı telefon, tablet hayatı o ekrandan öğrenmeye çalışıyorlar. Saygı, sevgi, koruma, sahip çıkma sokakta öğrenilirdi. Bırakın aile büyüklerini neredeyse anne babaya bile gerçekten saydı duyan çocuk zor görüyorum.
Varlıklarımız arttıkça, değerlerimiz azalıyor. Güven kalmadı kapı komşuna bile, yaşlılara saygı yok oldu, dillere destan sevgiler yerine günümüz iki günlük aşkları aldı, küçücük sorunda evlilikler bitiyor. Tahammülsüz, hoşgörüsüz, bencil, mutsuz, tek başına yalnız insan kalabalığı var etrafta. Ki biz en ufak şeyle bile mutlu olan insanlar nasıl bu hale geldik?
Yapmamız gereken, bu değerleri kaybetmemizin farkında olup, ilk önce kendimizi sonra çevremizi tekrar yaşamak istediğimiz değerlere sahip bireyler haline getirebiliriz. Değişime kendinden başlamalısın.
Özlediğimiz ve yitip giden değerleri tekrar yaşamak dileğiyle…
Henüz yorum yapılmamış.